29 Kasım 2010 Pazartesi

2006 TEKNE SEYAHATI

Bu blogun oluşmasina neden olan seyahatlerimizle ilgili anılar, bilgiler teker teker burada yayınlanacak. Bu seyahatlerde olanlar zaman içinde yazılarını yazacaklar... Tarih sırasına göre yazabilir miyiz, arşivleyebilir miyiz, inanın hiç bilmiyorum. O nedenle hikayeler kronolojik olamayacak. Ben bugün 2006 Haziran'ında Kırcalıoğlu ailesinden sadece Neşet'in katıldığı tekne turunu anlatacağım.

Nergis henüz Kanada'daydı. Haziran sonu gelecekti Türkiye'ye yaz tatili için. Haziran başında Zeyyat ve Koray tekne ile Yunan adalalarını gezmeyi planladıklarını soylediler ve bizi de davet ettiler. Biz de Neşet'e teklif götürdük. Biz Gocek'ten yola çıktık. Zeyyat henüz kendi teknesini almamıştı, kiralık bir tekneydi, Bavaria 50. Marmaris'e kadar dördümüzdük. Neşet karaburun'dan Marmaris'e geldi tekneye oradan katıldı.

İlk durak Simi adası. Limana girerken görüntüden çok etkileniyor insan. Mimari, renkler inanılmaz. Küçük bir marina ama ada da küçük. Yemek malum Manos ta... Sonraki yıllarda gittiğimizde çok daha güzel bir lokanta bulduk: Mylopetra Restaurant. Akdeniz mutfağı... Simi ye giden herkese tavsiye ediyorum.
Sabah Eşref ve Neşet erkenden kalkıp tepeleri gezmişler ve çok güzel resimler çekmişler. Bir de tabi Eşref için fırıncının kızı var:)))) Erkenden fırına gidip kremalı börek ve jambonlu böreklerden alıyordu. Sabah kahvaltıda yiyorduk.
Sonra sırasıyla Nisiros ve Kos'a gittik bu seyahatte. Nisiros ile ilgili en önemli şey AVLAKİ...

Bu adada araba kiraldık ve volkana gittik. Adalı bir hanım Koray'a mutlaka Avlaki yi görün demiş. Avlaki yi bulabilmek için  o sıcakta dağ tepe gittik. Yol gitmekle bitmedi. Sonunda bir plaja geldik ama volkanik bir ada olduğu için plaj kapkara taşlardan meydana gelmiş. Deniz çok güzel görünüyor ama o denize girmek için o kadar yol çekilmezdi. Aramızda espri oldu bu AVLAKİ artık.:))))
Kos'tan ayrılışımız da enteresandı... Teknenin çıkışını bir türlü yapmadılar gümrükten. Biz de atladığımız gibi tekneye resmen kaçtık Kos'tan...
Bodrum'a geçtikten sonra Yalıkavak, Turgut Reis ve Gümüşlük'te geceledik. Gümüşlük'teki Mimoza restorana gidip, nefis yemeklerini o keyifli ortamda, güzel müzikler eşliğinde yedik.
Resimler: Eşref le Neşet elele girdiler denize. Çünkü Neşet soğuk bu su diyip girmek istemiyordu. Zorla soktuk yani.
Koray, Eşref, Zeyyat ve Neşet tekneyi bağladığımız yerin tam karşısındaki kafede kahvelerini yudumluyorlar.
Eşrefle Neşet Simi de aldığımız tekne turunda yemek üstü şekerleme yaparken. Limandan bindiğimiz tur teknesi bizi adanın etrafında gezdirdi. Güzel koylarda denize girdik. Yemekleri teknenin kaptanının annesi yapıyormuş. İnanılmaz yemekler yedik. üstüne de böyle uyunur ancak.
Gümüşlük te Neşet demlenmeye başlamış...

Evet, diğer arkadaşlardan da bu seyahat ile ilgili yorumları bekliyorum. Hadi bakalım...

1 yorum:

  1. "Tas, tas ustunde.... "

    Avlakiye giderken yolboyunca gordugumuz arsa siniri olarak kullanilan tas duvarlar ve tarla temizlemek icin toparlanan istifli taslar sonunda hepimizi cildirtti ve Zeyyat patladi, " Avlaki de ne gordun derlerse tas tas ustunde baskada bi b.k yok"

    YanıtlaSil